Duyduk duymadık demeyin
Duyduk duymadık demeyin

Çocuklar, torunlar, yenge hanım ve bir de kendisi tam 11 kişi tatile çıkmışlar.
Gelip Torba Voyage'ye yerleşmişler. Havuz da var, deniz de. Gölgelik de var, güneşli yer de. Futbol takımı kıvamında bu aile kadrosunun başında Özdemir Erdoğan var işte. Gördüm ki yüzünde güller açıyor abimin.
Yeniden sağlıklı günlere dönmüş, torunları kucağında hoplatıyor, en sevdikleriyle cümbür cemaat tatil yapıyor ya, bir yaramış ki sormayın.
Sağ olsun bana da epey moral verici sözler söyledi, "Savaşında başarılar" dedi. 

Koca bir hayat 

Biraz konuşup sohbet ettik.
Efsane şarkıların, ödünsüz cengaverini selamladım ben de.
Yeni yetmeler belki kıymet kadir bilmez, şarkılarını ezberden okudukları bu sanat adamının geçmişinden haberdar değildirler diye durumdan vazife çıkardım.
Hele okuyun gençleeeer!..
Ta baştan alalım üstat.
Nereden koşuyor Özdemir Erdoğan...
- 17 Haziran 1940 tarihinde İstanbul'da dünyaya gelmişim.
Annem batı klasik müziği piyanisti ve dayım keman ve piyano çalan klasik müzik sanatçısıydı. İlk eğitimi daha küçük yaşlarımdan itibaren onlardan aldım yani.
1940 - 50 arası yılların özel koşulları vardı ve o süreç resmi bir sanat eğitimi almamı engelledi. Baba tarafım yine o tarihlerin koşullanmalarıyla mutlak bir temel eğitimi öngördü.
15-16 yaşıma kadar bu eğitimi aldım ama sanatsal konulara daha yatkın olduğum öğretmenlerce de keşfedilip desteklendi. 

Adıyaman Besni 

Ticaret lisesi mezunu olduğunu biliyorum abi. Ne alaka?
- Hiç sorma. Hayatta ticarete aklım da yatmadı, yüreğim de.
Mezuniyet sonrası askerliğimi yedek subay öğretmen olarak Adıyaman Besni'de, Araplar köyünde başöğretmen olarak tamamladım. Bu arada yedek subay eğitimi gördüğüm Denizli'de günümüzde usta müzisyen Eray Turgay'la tanıştım.
Onun teşvikiyle caz sever bir ortama girip benimsedim bu tarzı.
Dünyanın tanınmış gitar hocalarından Andreas'tan klasik gitar dersleri aldım, sonra İsmet Sırsal orkestrası ile kuzey ülkeleri ve daha çok İsveç'te profesyonel müzik kariyerimi geliştirdim.
Sonradan dağıldı o orkestra diye anımsıyorum...
- Evet ama ben 1968 yılında bu orkestranın ağırlıklı üyelerinden oluşan ilk profesyonel orkestramı kurdum. Aynı yıl içinde en iyi gitarist ödülünü aldım.
Altın plak aldın diye kaldı aklımda o sıralar...
- 1969 yılında "Duyduk duymadık demeyin" ile ilk altın plağımı aldım. 

Açılım 

Sonra uluslararası başarılar geliyor değil mi?
- Festivaller, yabancı ülke radyolarında defalarca çalınma, otoritelerin beğenileri falan.
Kendimiz övüyor olmayalım da.
Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği çalışmalarına da bayılıyorduk abi.
- Eksik olmayın. Zaten o çalışmalar mesela merhum Nida Tüfekçi'nin takdir ve teşviklerini de gördü. TRT'de 1 numaraydı o zaman Nida Hoca. TRT yayın yönetmenliğindeki katı 'iktisas' maddesine rağmen Halk Müziği tarzındaki Gurbet adlı bestem ve Aşık Veysel'den "Uzun ince bir yoldayım" düzenlemesi TRT repertuarına giren türlerinin ilk örnekleri oldu. 

Topal karınca 

Ben o devirler Milliyet'te muhabirdim. Gazetem "Canım seninle olmak istiyor" albümünü yılın çalışması seçmişti.
- Bana da motivasyon yaratmıştı o ödül. Sonrasında TRT Hafif Müzik Ödülü aldım.
Kısa süre sonra da piyasa koşullarına esir düşmemek için kendi plak şirketimi kurdum.
1984'te herkes "arabeskten gayrisi satmaz" diyordu. Oysa Bahar Şarkıları ve Aşkımız Şarkılarda Yaşasın albümlerim çok iyi satış yaptı. 1998'de de Devlet Sanatçısı unvanı aldım.
Derdin ne be usta bunca çaba değdi mi bari?
- Çağdaş ve evrensel boyutu yakalama yolunda topal karıncanın hacca gitmesi misali uğraşıyoruz. Gidemesek de yolunda ölürüz, ne diyelim?

 
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
 
Facebook beğen
 
TORBA'DA HAVA
 
Find more about Weather in Bodrum, TU
Click for weather forecast
DÖVİZ
 
Instagram
ZİYARETÇİ