Canım sıkkın diye kısa yazacağım bugün. Bir süredir mesleğin değişmez kuralını işletiyor, fikri takip yapıyorum. Konu Bodrum Torba'da önce kaybolan sonra da öldürülmüş olarak bulunan liseli kız Ayten Kıvılcım cinayeti.
Günlerdir benden başka tek kelime eden de yazan da yok bu konuda.
Müge Anlı tuttuğunu koparan bir kardeştir. O da girdi ama devamını getirmedi nedense. 

Tavır hoş değil 
38 yıllık meslek yaşantımda nice cinayet haberi izledim ama böylesini az gördüm. Acılı anne baba ve yakınlarına tek kelime açıklama yapan, avukatlarına "Durum şöyle şöyle. Gelinen nokta budur" diyen yok.
Sorduklarında da neredeyse pişman olacakları tavırlar görüyorlar yetkililerden.
Soruşturma gizlidir, gereken budur tamam da beri tarafta çaresizce bekleşen ebeveynleri ve yakınları var bu kızın. Adli Tıp şunca zamandır hala rapor düzenlemedi, ceset aileye teslim edilmedi gitti. 

Gerek yok 
Yasalar önemlidir elbette ama hiçbir yasa yaşamla yarışamaz.
Ayten hatırlı bir aile kızı olsa, cinayet zanlıları önemli isimlerden oluşsa bu süreç nasıl işlerdi birbirimize anlatmaya gerek yok.
İçimden isyan etmek, haykırmak, "ayıptır, günahtır, yazıktır" demek geliyor ama susuyorum.
Yutkunup adalete, savcılarımıza, jandarmamıza güvenim tamdır diyorum. Umudum var çözülecek bu iş çözülecek de inşallah geçinden değil erinden olur. Ümit ederim ki 3 vakit içinde; Adalet ve İçişleri bakanlarına, Jandarma Genel Komutanlığı, Gazeteciler Cemiyeti, sivil toplum kuruluşlarıyla diğer ilgili mercilere "açık mektup" yazmak durumunda kalmam.